...demek isterdim!

22 Ağustos 2008 Cuma

Kendini bildi bileli “abla”, yıldızlara bakmaya ve oradan da birinin kendisine bakmakta olduğunu düşünmeye bayılır.

Erich Von Daniken’in, Milliyet Yayınları’ndan çıkan, ilk baskısını yutar gibi okuduğu Tanrıların Arabaları’nın, kardeşler ve birçok arkadaş tarafından da okunduğundan, arkasında 15 TL yazan harap kapak içinde, baskı tarihi belli değil… Ocak 1974’te ilk baskısı yapılan ikinci kitap Yıldızlara Dönüş’ün arkasındaki listede, ilk kitabın 25 baskıya ulaştığı bilgisi var. Ardısıra gelen tüm Daniken kitaplarını okuyan “abla”nın bu konuda okuduğu son kitap, Zecharia Sitchin’in Dünya Tarihçesi dizisinin 6. kitabı Zaman Başlarken olur.

UFO konusuna alayla yaklaşan bir arkadaşını, evrende yalnızca biz varız düşüncesindeki kibir yüzünden haşladıktan bir zaman sonra, 1985 sonbaharında, Beşiktaş’ta işyerleri olan binanın terasından, “abla”nın, ikinci koca adayı ve arkadaşlarıyla, tam karşıda Üsküdar üzerindeki UFO’yu tüm ayrıntı ve görkemiyle uzun uzun gözlemişliği vardır. Biz buradaysak, der birileri de oralardadır!

Kendini, “abla”nın yaşamında istediği ama ekonomik gücü elvermediği, her şeyi yapmakla yükümlü sanan küçük kızkardeşi birgün ona, üzerinde Türkiye 1. Uluslararası UFO Kongresi, 20-21 Şubat 1999 İstanbul, yazılı iki bilet verir: İki günlük sempozyum, Sirius UFO Uzay Bilimleri Araştırma Merkezi Derneği’nce düzenlenmiş dört dörtlük bir organizasyon… Allah’ın sevgili bir kulu olduğu, yanı sıra gezip isteklerini yerine getiren küçük kızkardeş kılığındaki meleğin, bu eylemiyle bir kez daha kanıtlanan “abla”, Lütfü Kırdar’da Daniken’in de aralarında olduğu dünyanın ünlü nükleer fizikçi, kozmonot, Nasa’dan bir astronot, bir psikoloji profesörü, araştırmacı yazarları dinleyecek! Muhteşem!

J. Churchward’ın, Atatürk’ün de çevirtip okuduğu nüshası Anıtkabir Kitaplığı’nda saklı, dört ciltlik Kayıp Kıta Mu serisini, Atlantis’le ilgili birkaç kitap, en beğendiklerinden Robert Temple’ın Sirius Gizemi’ni, kutsal kitapları… okur “abla” ve okudukça kâni olur. Ve bu konuya halâ alaycı bir ifadeyle yaklaşanlara demek ister ki!

Evrende birçok yaşam (biçimi) var, zaman içinde teknolojisi elveren gidip diğerlerini yoklamakta… Bir kısmı uygarlık getirmiş, diğerleri yeraltı zenginliklerini kendi gezegenlerine aktarmışlar, bir bölümü her ikisini aynı zaman diliminde yapmış, aynen şimdi bizim yaptığımız gibi… Ve sorar, gücümüz yettiğinde, kaynaklarımızı, dünyayı yaşanır olmaktan hızla uzaklaştıran çevre sorunlarına aktarmak yerine, yaşanacak, kolonileştirecek yeni yerler aramaya uzaya açılmadık mı?

Etiketler:

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa

+