...demek isterdim!

20 Ağustos 2008 Çarşamba

Eee, "abla" da bir kadındır, ne olsa! Zarif bir adamın ilgisinden etkilenmeyecek kadar katılaşmamıştır kalbi. Henüz!

Sevgi arayışında, her bu kez buldum! sanışında; kaderin, çenesine, midesine çalışan, her seferinde ille de kaşını açan sağlı sollu kroşelerini, savuştur(ama)maktan yılgın "abla" karşı cinse temkinli yaklaşır... ne kadar zarif, ne kadar uzun boylu, düzgün yüz hatlı, konuşurken müşfik olsa da...

"Abla" güzel değil, güzel demeye dilleri varmadığında dedikleri gibi şirin, hoş şeklinde tanımlabilinecek bir kadındır. Ve, her kör atın bir kör alıcısı olur atasözünde belirtildiği üzere, yalnızlığı seçip sığındığı bu kuytu köşede, aşk ihtimali "abla"yı bir kez daha bulur!

Komşu sitede, annelerinin yazlığında kalan genç bir kız, "abla"dan birkaç yaş büyük, müzmin bekâr ağabeyini "abla"ya uygun görür. Kendi göbeğini ustaca kesmiş olan iyi niyetli kızkardeş, bu konularda beceriksizliği tescilli ağabeyi için de bir güzellik yaratabilmek amacıyla, bayağı bir çaba göstermiş olmalı ki, ağabey, akşamüstü/sabah yürüyüşlerini "abla"nın evinin önünden geçirmeye başlar.

"Abla" kızkardeşle arkadaştır, anneleri ile daha da arkadaştır... ama ağabeyle, arkadaşlığın ötesine geçmek planında yoktur. "Abla"nın, kendini arayış yolculuğunu rotasından şaşırtacak kadar baş döndürücü olmamak bir yana, ağabey, bir kol boyu uzağındaki sürahiden su içebilmek için annesinin ya da kızkardeşinin yardımına ihtiyaç duyar. Oruç tuttuğunda, sigara içmediğinden asabi olur, dört çeşit yemek ve her akşam ayrı bir tatlıdan oluşan özenli iftar mönüsü üzerine sade kahvesi eşliğinde sigarasını içmeden, kendine gelemez!
"Abla"nın ise, ablaya bakmak, ablayı şımartmak, ablanın kaprislerini karşılamak dışında bir niyeti yoktur, o son zamanlarda kendisiyle ilgili, kendisine keşif yolculukları yapmak ister. Yüreği çırpıntılar içinde, bu akşam ne tatlı yapsam? diye değil, ben kimim, yaşamın amacı ne ola ki? diye düşünmek ister.
Ve ağabeye demek ister ki;
Ben sana annen gibi kızkardeşin gibi bakamam, aç biilaç, bakımsız kalırsın, kapı gibi adam sersefil olursun, yol yakınken vazgeç bu sevdadan!..

Etiketler: ,

1 Yorum:

Blogger senbilirsinabla dedi ki...

"Abla"nın ise, ablaya bakmak, ablayı şımartmak, ablanın kaprislerini karşılamak dışında bir niyeti yoktur, o son zamanlarda kendisiyle ilgili, kendisine keşif yolculukları yapmak ister. Yüreği çırpıntılar içinde, bu akşam ne tatlı yapsam? diye değil, ben kimim, yaşamın amacı ne ola ki? diye düşünmek ister.

Bu yazıyı yazalı, aradan geçen son 6 yılda "abla" bunu yapar, kendine yolculuğu süre; yolu muhteşem kanıtlarla süslüdür, yükseliştedir.

7 Haziran 2013 08:29  

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa

+